1 - Kaza Günü

Motosiklette iki şeyi çok severim.  Park alanında motoruma yürüdüğüm o an ve sürüş bittiğinde kontağı kapatmadan önce verdiğim son gaz... (Brrrrıınnn!!!)

7 Aralık 2016 
Gece halı saha maçından gelmiştim. Hamlamışız her yerim ağrıyor. Eşime süpriz yapmak için aldığım yılbaşı ağacını kurdum ve süslerini ekledim. Eşimin daha önceden hiç yılbaşı ağacı olmamış. Süslerin bir kısmını bıraktım böylece ertesi akşam kalanını birlikte süsleyebilirdik.

Sabah.
Lanet olsun ! Gene işe geç kaldım! :( Hemen arkadaşıma "uyuya kaldım, geliyorum" mesajı çaktım. Halı saha maçı yaramış nasıl susuzum... Yılbaşı ağacının ışıklarını yaktım. Akşam geldiğinde büyük süpriz olacaktı. Gerçekten çok güzel görünüyordu ve şunu fark ettim; benim de hiç yılbaşı ağacım olmamıştı.



Nasıl ama...

Apar topar evden çıktım. Ve işte motoruma yürüdüğüm o an. Siyah bir İngiliz atı gibi orada beni bekliyor.

KASK tamam. MONT tamam. ELDİVENLER tamam. DİZLİK...tühhh. evde unuttum. Neredeyse ilk defa 7. kata çıkmaya üşenip dizliklerimi takmadan motoruma bindim ve yola çıktım. Aslında her şey yolundaydı gene her zamanki gibi lanet bir İstanbul trafiği ile karşı karşıyaydım. Ama sorun değil ki "motorcuyum" ben.

Direksiyonda gene poğaçasını kemiren abimiz, whatsapp da geyik yapan kardeşimiz, bir türlü araba kullanmayı öğrenemeyen ve öğrenemeyecek olan ablamız, bulduğu her deliğe girmeye çalışan kurnazımız... Bütün 4 tekerlekli öküzler gene o gün de her zamanki gibi yoldaydı...
Bende artık Beylikdüzü'nden Hava limanı sapağına kadar gelmiştim. Şirkete bir varsam kendimi su damacasının altına atıcam o derece susuzum...

YEAAHH burası Çobançeşme ulen burada hava limanı yan yol ayrımını geçtin mi her yol mübah... yol rahatladı Şirinevler'e kadar kökle.!!!

Derken çok kötü bir şey oldu.
Orta şeritten kendi şeridini sağlayarak önüme aniden bir araç kırdı. Metalik yeşil bir Toyota... O an direksiyondaki o orospu çocuğu belki telefonuyla oynuyordu belki kahvaltısını yapıyordu bilmiyorum sadece frene asıldım. Evet işte 100km ile yere yapışıyordum.
İlk darbe düşme esnasında geldi. O bildiğiniz E-5 kara yolu üzerinde mani olamayacağım bir şekilde yerde sürüklenerek ilerliyordum. Ve ikinci darbe! Bariyerlere girdim. Hemen arkasından üçüncü darbe geldi! düşünce ayrıldığım motorum bana girdi...

Yerde hareketsiz yatıyorum. Hiç bir şekilde kımıldayamıyorum. Derin bir sessizlik  oldu, sadece çıkarabildiğim bir ses var "Ihhh" Yere devrilmiş bir kamera görüntüsü gibi sadece bir noktayı görüyorum. İşte galiba ölüyordum vücudumun her yeri sımsıcak oldu. Yani şimdi her şey bitiyormuydu? Yapmak isteyip yapamadığım şeyler, çocukluğum, Eşim, ailem, arkadaşlarım gözümün önünden hızlıca geçti.

Sonra bir araç tekeri geldi dibime kadar. Arkadan kazayı gören birileri yardımıma gelmişti. O derin sessizlik yerini gürültüye bıraktı beni çekip bariyerlerin içinden çıkardılar.
İşte kaza böyle oldu...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ulnar Sinir Hasarı

Ve 1 yıl geçti.

3- HASTANEDEKİ İLK ANLAR